Günümüzde işletmelerin iştahını kabartan çok ciddi teşvikler ve hibeler bulunuyor. Daha çok yatırımın özendirilmesi amacıyla verilen bu teşvikler, işletmeler için bir can suyu adeta. Benim çevremde birlikte çalıştığımız ya da tanıdığım birçok işletme de bu yatırım avantajlarından yararlandı ya da heves etti. Bu işletmelerin ortak özellikleri yaklaşık olarak şöyle;
-
- Aile şirketi,
- Eğitimli ve tecrübeli,
- Yenilikçi olma derdi varken bir yandan da deneyimlerle oluşan geleneklere bağlı,
- En az 15 kişi çalışıyor ve cirosu en düşük işletme 7-8 milyon yıllık ciroya sahip,
- En önemlisi ruhu olan ve bunu sürdürmeye çalışan işletmeler,
Şüphesiz KOSGEB, TKDK, kalkınma ajansları gibi kurumlar piyasadaki birçok işletmeye yatırım avantajı sağlamayı amaçlıyor. Nasıl gerçekleşiyor bu amaç? Yapacağınız yatırıma dair bir proje sunuyorsunuz. Bu projeniz kabul görürse destek almaya hak kazanıyor ve projeyi uygulama aşamasına geçiyorsunuz. Projenizde belirttiğiniz taahhütlerini proje takvimi süresince gerçekleştiriyorsunuz. Sonrasında yaptığınız yatırımın belli bir kısmını (%50-60-70-80) hibe olarak alıyorsunuz. Muhteşem bir destek.
Ancak iyi bir proje gerçekleştirip büyük bir yatırım yaptıysanız -ki yukarıda saydığım işletmeler için 1 ya da 2 milyonluk yatırım büyük yatırımdır- artık işletmenizin daha farklı bir yapıyla yönetilmesi gerekiyor. Kısaca şöyle;
- Muhasebe, pazarlama, insan kaynakları, finansman, üretim, gibi işletmenizin yapısına uygun departmanların oluşturulup kurumsal bir karakter kazandırılması zorunlu hale geliyor.
- Yetki ve sorumluluk sınırları belirlenmiş yeni ve eğitimli personeller alınması ve bu personellerin işletme içi uyumlarının sağlanması için şirket içi eğitimlerin yapılması gibi bazı kurumsal gereklilikler ortaya çıkıyor.
- İşletme patronlarının artık her işe karışmamaları, yetkilerini ve sorumluluklarını devredebilecekleri kaliteli personellerle çalışmaları gerekiyor (yukarıda saydığım işletmeler için en zoru bu. İşletme elden gidecek diye bir endişe doğuyor nedense).
- İşletmenin her departmanı için ölçülebilir ve hesaplanabilir verilerle raporların oluşturulması gerekiyor.
Bu aşamalardan sonra günlük ihtiyaçlara göre işletme yeni başlıklarla karşılaşacaktır muhakkak. Ben iskeleti bu şekilde oluşturuyorum. Bu saydıklarım işletmenin kapasitesine göre 2 yeni personelle bile yapılabilir. Bu alanda da yeni işe alımlarla ilgili SGK teşvikleri olduğunu da söylemek gerekir.
Peki, bunlar olmazsa ne olur?
Kahredersiniz. Destek aldık, o kadar yatırım yaptık bir işe yaramadı dersiniz, iş yükünüz çok artar, yorulursunuz, egede sakin bir kasabaya yerleşmek istersiniz, paranızla rezil olursunuz. İşletmenin sahibi, kurucusu her şeyi olarak görüyor olabilirsiniz kendinizi ama sonuç hüsran olabilir.
Onun için yatırım desteği alsın ya da almasın bana göre 15 ve üzeri personel çalıştıran, yıllık cirosu 5 milyonu aşmış her işletme yukarıda kabaca saydığım 4 maddeden birazını da olsa gerçekleştirse farkı hissedecektir. Belki bir uzamandan alacağı destekle işletme içi verimliliğine ciddi katkılar sağlayabilecektir. Bunlar başlangıçta maliyet olarak görülebilir ama kurumsallaşmanın faydası maliyetinden çok daha yüksektir. Çok büyük işletmelere bir bakın her işi patron mu yapıyor, yoksa bu patron yetkilendirdiği ve sorumluluk yüklediği insanları mı yönetiyor? Karar sizin.